Thursday, November 24, 2011

ilham perim yine yaktin beni


Bana ilham hep en kotu zamanlarda gelir zaten. En uygunsuz zamanlarda, en sikisik oldugum, konsantrasyonumun dagilmamasi gereken zamanlarda.
Mesela ertesi gune yetistirmem gereken feminist yazarlarin eserlerinin uzerindeki marxist teori belirtileriyle ilgili 10 sayfalik ispanyolca paper varsa, kesinlikle butun gunu cok cesitli, gereksiz, bazen anlamsiz seyler yaparak geciririm.

O sabah kalktim. Her zamanki rituelimi uyguladim; laptopu acmak, maillerimi kontrol etmek. Guzel bir kahvalti hazirlayip yeni dizi gelmis mi ona bakmak. Yok, yeni bolum eklenmemis. O zaman filmlerden film begenmek. Yemek yerken ille de birsey izlemem lazim, cunku daha iyi yapabilecegim birsey yok. Kitap okuyamazsin, ders calisamazsin, bir elinde catal bicak, ekmege peynir surerken nasil okuduguna konsantre olabilirsin ki? Olamazsin, o yuzden birseyler izlenecek. Sacma sapan ispanyolca televizyon kanallarina dalmaktansa, anladigin sevdigin seyleri ac izle. Dizi gibi. Olmadi, film gibi.

Neyseki o esnada gunesin cikmasindan faydalanayim diye camasir makinesini calistirmistim, astiklarim kurusunlar. Camasir makinesi ile aramda olan husumeti bir onceki “post” ta itina ile aktarmistim zaten.

Derken kahvaltiya baslamak, film izlemek, filmin 1.5 saat surmesi ile, kahvaltim da brunch a donusuyor cok rahat bir sekilde. Yeter ki o paper yazilamasin, bir turlu baslanamasin.

Hakkimi yemeyeyim, film biter bitmez yaklasik 1 sayfa yaziyi yazmak icin 3 saat okumalar, arastirmalar yaptim ve hooooop saat oldu 2 civari birsey. Ogle yemegi vakti. O zaman bu bunye ac kalmamali, hic kalori yag bilimum deger depolanmadigi icin vesselam, acilen yemek pisirmeli, yemek yemeli, drse ara vermeli. Yemek hazirlama esnasinda da bir seyler izlenmeli. Dizi yoktu di mi, dur o zaman film koyalim hemen. Yeni film, yeni 1.5, belki de 2 saatlik oyalanma, yemek esliginde.

Biter. Saat olmustur 4. "Ooo neyse gece 11 e kadar zaman var, hallederim" dedim her zamanki utopik ve optimist bir kendime guvenle. Ulen daha 3 kelimeyi yanyana getirecem diye 1 saatini internette wikipedia okuyarak geciriyorsun, sozluklerden cikmiyorsun, nerden geliyor bu kendine guven, anlamiyorum ki. Madem o kadar guveniyosun, git disari cik, Casa Teresa oldu Monasterio Teresa. Aksiyona gir. Yok.

10 sayfanin 4 sayfasi bitmistir ittire kaktira. Aaa aksam yemegi yemek lazim. Hadi yine yemek pisirelim.

Zaten geldim geleli, “ama de casa” oldum ciktim. Yemek pisir, camasir yika, as kurut topla yerlestir, her gun ayni terane, bu ogun ne pisirsem. Git alisveris yap. Feminism mi okuyorum, ev kadinligi mi belli degil. Teori ile pratik hic birbirini tutmuyor yemin ediyorum. Ayri bir post konusu.

Surekli yemek yapmaca, yemek yemece, ay dur boyle sap sap gitmez bu guzelim yemek film koymaca.

Velhasil, 10 sayfa yaziyi 3 gunde, 5 film izleyerek, 15 ogun yiyerek, muhtemelen ustune de 5 kilo alarak atlattim. 

Cok teknolojigiz, odevi internete, campusvirtual imize yukluyoruz. Son dakika bir de odev formatiyla ugrasirken az kalsin bitis saatini kaciriyordum. Allahim, dillere destan, evlere senlik.

Ikinci odev ocakta sanirim, temalar: Freud, psikoanaliz, feminism, teoriler. Buyuralim buradan yakalim. Oh yes. 

No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar