Bana
ilham hep en kotu zamanlarda gelir zaten. En uygunsuz zamanlarda, en sikisik
oldugum, konsantrasyonumun dagilmamasi gereken zamanlarda.
Mesela
ertesi gune yetistirmem gereken feminist yazarlarin eserlerinin uzerindeki
marxist teori belirtileriyle ilgili 10 sayfalik ispanyolca paper varsa,
kesinlikle butun gunu cok cesitli, gereksiz, bazen anlamsiz seyler yaparak
geciririm.
O sabah
kalktim. Her zamanki rituelimi uyguladim; laptopu acmak, maillerimi kontrol
etmek. Guzel bir kahvalti hazirlayip yeni dizi gelmis mi ona bakmak. Yok, yeni
bolum eklenmemis. O zaman filmlerden film begenmek. Yemek yerken ille de birsey
izlemem lazim, cunku daha iyi yapabilecegim birsey yok. Kitap okuyamazsin, ders
calisamazsin, bir elinde catal bicak, ekmege peynir surerken nasil okuduguna
konsantre olabilirsin ki? Olamazsin, o yuzden birseyler izlenecek. Sacma sapan
ispanyolca televizyon kanallarina dalmaktansa, anladigin sevdigin seyleri ac
izle. Dizi
gibi. Olmadi, film gibi.
Neyseki o esnada gunesin cikmasindan
faydalanayim diye camasir makinesini calistirmistim, astiklarim kurusunlar.
Camasir makinesi ile aramda olan husumeti bir onceki “post” ta itina ile
aktarmistim zaten.
Derken kahvaltiya baslamak, film
izlemek, filmin 1.5 saat surmesi ile, kahvaltim da brunch a donusuyor cok rahat
bir sekilde. Yeter ki o paper yazilamasin, bir turlu baslanamasin.
Hakkimi yemeyeyim, film biter
bitmez yaklasik 1 sayfa yaziyi yazmak icin 3 saat okumalar, arastirmalar yaptim
ve hooooop saat oldu 2 civari birsey. Ogle yemegi vakti. O zaman bu bunye ac
kalmamali, hic kalori yag bilimum deger depolanmadigi icin vesselam, acilen
yemek pisirmeli, yemek yemeli, drse ara vermeli. Yemek hazirlama esnasinda da bir seyler izlenmeli. Dizi yoktu di mi, dur o
zaman film koyalim hemen. Yeni film, yeni 1.5, belki de 2 saatlik oyalanma,
yemek esliginde.
Biter. Saat
olmustur 4. "Ooo neyse gece 11 e kadar zaman var, hallederim" dedim her zamanki
utopik ve optimist bir kendime guvenle. Ulen daha 3 kelimeyi yanyana getirecem
diye 1 saatini internette wikipedia okuyarak geciriyorsun, sozluklerden
cikmiyorsun, nerden geliyor bu kendine guven, anlamiyorum ki. Madem o kadar
guveniyosun, git disari cik, Casa Teresa oldu Monasterio Teresa. Aksiyona gir.
Yok.
10
sayfanin 4 sayfasi bitmistir ittire kaktira. Aaa aksam yemegi yemek lazim. Hadi
yine yemek pisirelim.
Zaten geldim
geleli, “ama de casa” oldum ciktim. Yemek pisir, camasir yika, as kurut
topla yerlestir, her gun ayni terane, bu ogun ne pisirsem. Git alisveris yap. Feminism
mi okuyorum, ev kadinligi mi belli degil. Teori ile pratik hic birbirini
tutmuyor yemin ediyorum. Ayri bir post konusu.
Surekli yemek yapmaca, yemek
yemece, ay dur boyle sap sap gitmez bu guzelim yemek film koymaca.
Velhasil, 10 sayfa yaziyi 3 gunde, 5 film
izleyerek, 15 ogun yiyerek, muhtemelen ustune de 5 kilo alarak atlattim.
Ikinci odev
ocakta sanirim, temalar: Freud, psikoanaliz, feminism, teoriler. Buyuralim buradan
yakalim. Oh yes.
No comments:
Post a Comment