Kadinlarin bu kucuk erkeklerle iliski kurmaktan utanmalari uzerine, her
zaman oldugu gibi kucuk minik sevimli evimizde ev arkadasimla dedikodu
yaparken, kisa zamanda edindigim tecrubeler dogrultusunda ucbes birseyler
yazayim dedim.
Su anda yazmam gereken “women’s liberation movement” beni kesmiyor, zira
oturup yine erkekler uzerine kafa patlatiyorum. Biktim ben de vallahi sevgili
dostlar. Neyse.
Toplumun ozellikle kadinlarin uzerinde kurdugu baskiya girmeyecegim. Soyle bir
civarindan dolanacagim. Evet, en buyuk korku “elalem ne der” meselesi. Ama anlayamadigim
sey, elalemin neden buna birsey soyleyecegi. Yani ben de bazen kendi
yasadiklarimi, kendi hissettiklerimi dusunuyorum, ben de bazen “napiyorum lan
ben” diyorum, ama nedenini anlayamiyorum. Yani kadinlarin kendilerinden kucuk
biriyle birlikte olmasinin kime ne zarari var ki?
Genel kani, biyoloji ile birlesince su yonde ilerliyor (adeta tez yazisi
yaziyorum, scientific bilgilerle finish’e kosuyorum) : Kadinlar erken
olgunlasir, erkekler gec olgunlasir. Erkekler bir gun olgunlasabildiklerinde,
anca kadinlara yetisirler, burdan yola cikarak, erkeklerin daha buyuk yasta
olmalarinin kadinlarin yararina olmasi, toplumun da bunu kabul edip onaylamasi
bundan kaynaklaniyor bir nebze.
Isin bir suru boyutu var kardeslerim. Sadece puberty den cikma cikmama
degil olay. Bir de erkegin yillarla gelen cinsel bilgi ve tecrubelerinin
kadinlari daha bir tatmin edebilir kiliyor, bir yandan da senelerce daldan dala
sevismis erkek artik “doymus” olacagindan, evlenme sozkonusu oldugunda da
kadini aldatmaya daha az yatkin olduklarina kanaat getirilmis. Turk erkeklerini
ele alirsak tum bu yaklasimlar bizi bilimsel olarak muhtemel dogru sonuca
yaklastiriyor, evet. Ama neden acaba. Niye erkekler “doymadan” kivama
gelemiyorlar. Ay bu da baska bir yazi konusu olabilir.
Simdi sonuc olarak, toplum bize, yasca buyuk erkek :
1-
gelisimini tamamlamistir
2-
olgundur
3-
doymustur
diyor.
Ben de topluma diyorum ki: sevgili toplum, canim cigerim (subtext olarak
kedi canini), bugune kadar neyi dogru bildin de, simdi bikbik ediyorsun.
1-
Gelisimini tamamlamamis erkek dediginle takilmak
pedofiliye girer sevgili toplum. Kadinlari hangi gelisimini tamamlamamis erkeklerle
gorduk acaba? Gelisimini tamamlayamadan kurban edilmis minik kiz cocuklarimiz,
hatta minik erkek cocuklarimiz acaba hangi cins tarafindan tacize ugruyor
allasen? Bir dusunun soyle etraflica. Su hayatta erkeklerin kadinlara ve
cinsiyet ayrimi yapmadan tum cocuklara verdigi zararla, bir kadinin daha kucuk
bir erkekle kendi rizasiyla birlikte olmasi durumunu nasil karsilastiririz?
2-
Olgun dedigimiz sey, biraz hayat travmalariyla harmanlanip
insanlara sunulan bir state of mind dir bence. Hangi erkegin ne kadar ne
yasadigini, olgunluk derecesini bilmemiz mumkun degildir. Surda toplum yapisi,
hayat sartlaria bakacak olursak, zaten ekonomik kriz ve siddet ile
olgunlastirilmis 18-19 yasinda zebille erkek cocugumuz vardir. Hadi onlar sakat
olgunluklar. Olsun. Insanin hayat gorusu, ahlak kurallari, kisiligi zamanla
gelisse, evrilse bile, 20 yasindaki cocugumuz 25 yasindakinden daha saglam
karakterli daha saglam vucutlu, saglam felsefeli kisacasi, toplum bazinda daha
olgun olabilir. O aradaki 5 yili, parasini Reina’da harcayarak geciren gencin o
surede edindigi tecrube ve bilgi birikimi ile, ergenliginden beridir kutuphanelerce
kitap okuyan, gezen, goren, bilen birinin birikimini nasil karsilastirabiliriz,
sadece yilla mi? Hayir tabii ki. Ama kriterimiz olgunluk olunca ‘yasi buyuk
olan muhtemelen daha olgundur’ a cikiyor yol. Yuksek ihtimalle birseyi dogru
olmasi, tum o seylerin dogru olacagi anlamina gelmiyor maalesef. Neyse hadi
gectim, kucukler az olgun olsun. Kazik kadar adam olup, bir suru yil ve yas
tecrubesi olan adamin bebek gibi davranmasi, hatta bunu bir cok erkegin bilerek
veya bilmeyerek yapmasi, kadinlarin da salak salak surekli cocuk bakicisi
gorevini ustlenmesini naapicaz? Yani yasini basini almissin, sosyal bir tabirle
artik “evlenme cagina” gelmissin, basindan gecmeyen kalmamis, ama sen hala bebeklik
fazini atlatamamissin, hala insanlarla iliski kuramiyorsun, hala problemlerini
cozemiyorsun, hala arkadasina veya sevgiline nasil davranman gerektigini
bilmiyorsun, ama sozde 30 yasindasin. Simdi ben bu allahin davari ile 20
yasinda olmasina ragmen oturup kalkmasini bilen, sevdigine arkadaslarina
inanilmaz sevgi dolu ve yardimsever yaklasan, ne bileyim, bir baska insan
evladiyla iletisime gecip saglikli iliskiler kurabilen, su hayatta ne
istedigini bilen ve elde etmek icin birseyler yapan bir erkegi sadece yaslarina
bakarak karsilastirirsam haksizlik olmaz mi?
Hayir yani, ben kendim yasadim kac kere, gordum. Olgunluk
dedigin sey yalan, yasla olan baglantisi da hurafe.
Eh, yas kriterinin neden bu kadar cok tuttugunun bir
diger sebebi de, olgun erkegun cebinin de dolgun olma ihtimalinin yuksekligi. Yoksa
kadinlarimiz “ay bana 7/24 ideallerinden bahsetsin felsefe yapalim hic uyumadan”
diye dusundugunden degil, “yasini basini almis olsun, is guc pesinde olur onlar,
parasi da vardir, oh kebap” mantalitelerinden, olgun erkegin ayri bi gideri
oluyo.
3-
Erkekler aycicek yagi gibiler mubarek, doygunluklari da
boyle tipten tipe, daha dogrusu yastan yasa degisiyor adeta. Yasi buyuk olanin
doymusluk orani yuksek, kucuk olan daha çöm, doymamis oluyor. Eh, bir toplumda
sevismeyi yasaklarsan, erkeklerin doymusluk orani duser, doyma oranlari da
artar tabii ki. Elizabetten baska kadin gormemis yavrucaklar taa evlenmeyi
bekleyecek olursa, sonrasinda “allahim ben neler kacirmisim megersem” diye
amsalak olmalari cok normal. Gerci erkek evlat babalari sagolsunlar ogullarini
milli etmek adina genelevden geneleve kosturuyorlar da bu comez
delikanlilarimiz hangi piste inis yapilacagini azbucuk ogreniyorlar. Sonra da “allah
ne verdiyse” saga sola dadanan genclerimiz bir yere kadar doygunluga ulasiyorlar.
Peki kizlarimiz ne yapsin? Kizlarimizin doygunluk ve doyma oranlarini sallayan
yok zaten. Hic de olmadi. Yavru kizlarimiz ailede, “erkektir yapar, aferim
benim cipkin ogluma” sozleriyle buyurken, erkeklerin saga sola bol bol sperm
sacmalarinin, hatta zamaninda ne kadar sacmissa, sonrasinda o kadar az sacar
diye dusunmelerinin dogru olduguna inanip aynen o sekilde “doymus” ve artik “gozu
disarda” olmayan erkegi aramalari da son derece mantikli, bu resimde. Ustelik tecrubeli
erkek makbuldur, karisini tatmin eder yaklasimi da, erkeklere arti puan
kazandiriyor.
Ama soyle bir durum var, kadindan kadina kosmus, orda
burda siki elinde gezmis olmak bu erkeklerin sadece fazladan skor elde etmis
olduklarini gosterir ki, yataktaki performans ile ilgili dogru ipucu vermez. “Ne
kadar cok kadin, o kadar cok tecrube” buyuk olcude, ozellikle de sevgili
toplumumuzda yalandir, ki tecrubenin saglamligi nicelikle degil nitelikle olculmelidir.
Bazi acilardan olumlu etkileri olsa da hergun baska kadinla sevismek turk
erkeklerini hayalgucu yoksunluguna itip, seviyeli ve duzenli iliski dahilinde
saglikli cinsel hayatin ise daha performans arttirici etkileri oldugunu
dusunmekteyim. Lakin bizim kadin gormemis ve ustune seksin sadece erkegin
bosalmasi ve akabinde cocuk yapmak anlamina geldigini sanan erkeklerimizin
yatakta ustun performans sergilemenin onemini yeterince iyi algiladiklarini
sanmiyorum.
Kaldi ki, 30 yasina bile geldiginde daha 3 kadinin elini
tutmus tutamamis cok gencimiz var. Gayet doymamis, gayet hala ama gote ac, hala
kadinlari sadece sokulacak delik olarak goren zihniyet, sururune bereket. Ee, ne anladim ben bu isten?
Kisaca demem sudur ki, 30 yasina gelmis, hem iliski
kuramayan, hem karsisindakine yeterli saygiyi gosteremeyen erkek, isterse 100
kadinla yatmis olsun, isterse cok doymus olsun, sikici cinsel hayatiyla karsisindakiyle
de gayet yalapsak ve sikici sevisen erkek hangi kadinin isine yarar ki? Ustelik
canim ulkemizin genclerinin cogunun genelevlerde tecrube kazanabildigini
dusunursek, “doymus olma” kavraminin pozitifligi uzerinden bir kez daha gecmemiz
gerek.
Oysa belki de 20 yasindaki
genc, bir cok insandan daha duzgun ve duzenli iliskiler sahibi, yatakta da ne
istedigini ve gencliginin verdigi enerjiyle ne yaptigini bilen biridir, cok
basarilidir, ustelik olgunlugunun da verdigi guvenle karsisindakini hem mutlu,
hem tatmin eder. Boyle muhtesem bir cinsel hayati, sevgiyi saygiyi, romantizmi
niye reddetmek zorunda kadinlar sirf yasi kucuk diye?
Bu kadar baski hissedecek ne var anlayamiyorum. Atalarimiz hep bosuna
demisler “akil yasta degil basta” diye, ama iste sevgili toplumum, her lafi
oldugu gibi, bu lafi da kendi menfaatleri dogrultusunda isine geldigi gibi alir
kullanir.
Gelelim empirik bilgilere.
Genellemeleri bir yana birakip, karsimizdakilere bir sans verdigimizde ne
kadar cok sasirabilecegimizin kanitlarini kendim sahsen sikca yasadim, yasamaktayim.
Yil hesabinin insanin kisiligine olan etkilerini reddedelim demiyorum, ya da haydi kizlar sokaga, kendimize birer Justin Bieber bulalim da demiyorum. Sadece yeri ve zamani geldiginde, oldu da bir Justin Bieber geldi yamacimiza, bu yas hesabina fazla takilmadan (tabii bi zahmet hapse de girmeden) ruhumuzun, gonlumuzun bize yapmamizi
istedigi seye bir kulak verip, bir denemek, sadece deneyerek gorelim nasil oluyor.
Bugune kadar “yasina uygun” erkeklerden yana sansini kullanmasina ragmen
bir sevgi, bir saygi gorememis, mutlu olamamis, tatmin edilememis kadinlarin hepsine
sesleniyorum; buyuk oldular da ne oldu, birakin 3un 5in hesabini yapmayi da,
sizi her acidan mutlu eden, seven, sayan, yuzunuzde guller actiran, enerjisiyle
ruhunuzu genc tutan, size su boktan hayati daha bi yasanir kildiran erkekleri bi deneyin.
Vallahi farki goreceksiniz.
PS: Ilham perilerim olan;
yazdiklarimi anlayabilme umudu ile google'a sarilan yavruvatanminimanitama
ve de buyukamahodukeksarkima selam ederim.
2 comments:
Bambaşka şeyler yazacakken şunu sorasım geldi önce, yok Barca sokaklarında öpücük yazıları, yok yaşça küçük erkek yazıları, n'oluyo kız? ;)
Diğer şeye gelince: Üzgünüm, ben de bizzat yaşadım ve ııh, olmadı yaşça küçükle. Genelleme yapmayayım diyorum ama elimde değil, yapacağım galiba, ilgi duyan yaşça küçük herkesi peşinen kovaladığım gibi. N'apcaz?
öhm öhm, mutluyum :)
ya bilmiyorum, kucuk ya da buyuk eger kisiye hitap ediyosa, sirf yasindan dolayi kestirip atmamak lazim diyorum. bir sans vermek lazim, cok birsey kaybedilmez, hatta belki de bakarsin acayip cok sey kazanabilir insan. insani cekmesi lazim, bi de oturup 6 saat zilyon seyden konusabiliyosan hic sikilmadan, fikir alisverisleri, dunya gorusu, bunlar uyuyosa: yas dedigin ne ki? sperm ve yumurtanin dollenme ani sadece :)
Post a Comment