Friday, January 27, 2012

kucuk erkek buyuk erkegi yer



Kadinlarin bu kucuk erkeklerle iliski kurmaktan utanmalari uzerine, her zaman oldugu gibi kucuk minik sevimli evimizde ev arkadasimla dedikodu yaparken, kisa zamanda edindigim tecrubeler dogrultusunda ucbes birseyler yazayim dedim.

Su anda yazmam gereken “women’s liberation movement” beni kesmiyor, zira oturup yine erkekler uzerine kafa patlatiyorum. Biktim ben de vallahi sevgili dostlar. Neyse.

Toplumun ozellikle kadinlarin uzerinde kurdugu baskiya girmeyecegim. Soyle bir civarindan dolanacagim. Evet, en buyuk korku “elalem ne der” meselesi. Ama anlayamadigim sey, elalemin neden buna birsey soyleyecegi. Yani ben de bazen kendi yasadiklarimi, kendi hissettiklerimi dusunuyorum, ben de bazen “napiyorum lan ben” diyorum, ama nedenini anlayamiyorum. Yani kadinlarin kendilerinden kucuk biriyle birlikte olmasinin kime ne zarari var ki?

Genel kani, biyoloji ile birlesince su yonde ilerliyor (adeta tez yazisi yaziyorum, scientific bilgilerle finish’e kosuyorum) : Kadinlar erken olgunlasir, erkekler gec olgunlasir. Erkekler bir gun olgunlasabildiklerinde, anca kadinlara yetisirler, burdan yola cikarak, erkeklerin daha buyuk yasta olmalarinin kadinlarin yararina olmasi, toplumun da bunu kabul edip onaylamasi bundan kaynaklaniyor bir nebze.
Isin bir suru boyutu var kardeslerim. Sadece puberty den cikma cikmama degil olay. Bir de erkegin yillarla gelen cinsel bilgi ve tecrubelerinin kadinlari daha bir tatmin edebilir kiliyor, bir yandan da senelerce daldan dala sevismis erkek artik “doymus” olacagindan, evlenme sozkonusu oldugunda da kadini aldatmaya daha az yatkin olduklarina kanaat getirilmis. Turk erkeklerini ele alirsak tum bu yaklasimlar bizi bilimsel olarak muhtemel dogru sonuca yaklastiriyor, evet. Ama neden acaba. Niye erkekler “doymadan” kivama gelemiyorlar. Ay bu da baska bir yazi konusu olabilir.

Simdi sonuc olarak, toplum bize, yasca buyuk erkek :
   
   1-     gelisimini tamamlamistir
   2-   olgundur
   3-   doymustur
 diyor.

Ben de topluma diyorum ki: sevgili toplum, canim cigerim (subtext olarak kedi canini), bugune kadar neyi dogru bildin de, simdi bikbik ediyorsun.

    1-     Gelisimini tamamlamamis erkek dediginle takilmak pedofiliye girer sevgili toplum. Kadinlari hangi gelisimini tamamlamamis erkeklerle gorduk acaba? Gelisimini tamamlayamadan kurban edilmis minik kiz cocuklarimiz, hatta minik erkek cocuklarimiz acaba hangi cins tarafindan tacize ugruyor allasen? Bir dusunun soyle etraflica. Su hayatta erkeklerin kadinlara ve cinsiyet ayrimi yapmadan tum cocuklara verdigi zararla, bir kadinin daha kucuk bir erkekle kendi rizasiyla birlikte olmasi durumunu nasil karsilastiririz?

    2-   Olgun dedigimiz sey, biraz hayat travmalariyla harmanlanip insanlara sunulan bir state of mind dir bence. Hangi erkegin ne kadar ne yasadigini, olgunluk derecesini bilmemiz mumkun degildir. Surda toplum yapisi, hayat sartlaria bakacak olursak, zaten ekonomik kriz ve siddet ile olgunlastirilmis 18-19 yasinda zebille erkek cocugumuz vardir. Hadi onlar sakat olgunluklar. Olsun. Insanin hayat gorusu, ahlak kurallari, kisiligi zamanla gelisse, evrilse bile, 20 yasindaki cocugumuz 25 yasindakinden daha saglam karakterli daha saglam vucutlu, saglam felsefeli kisacasi, toplum bazinda daha olgun olabilir. O aradaki 5 yili, parasini Reina’da harcayarak geciren gencin o surede edindigi tecrube ve bilgi birikimi ile, ergenliginden beridir kutuphanelerce kitap okuyan, gezen, goren, bilen birinin birikimini nasil karsilastirabiliriz, sadece yilla mi? Hayir tabii ki. Ama kriterimiz olgunluk olunca ‘yasi buyuk olan muhtemelen daha olgundur’ a cikiyor yol. Yuksek ihtimalle birseyi dogru olmasi, tum o seylerin dogru olacagi anlamina gelmiyor maalesef. Neyse hadi gectim, kucukler az olgun olsun. Kazik kadar adam olup, bir suru yil ve yas tecrubesi olan adamin bebek gibi davranmasi, hatta bunu bir cok erkegin bilerek veya bilmeyerek yapmasi, kadinlarin da salak salak surekli cocuk bakicisi gorevini ustlenmesini naapicaz? Yani yasini basini almissin, sosyal bir tabirle artik “evlenme cagina” gelmissin, basindan gecmeyen kalmamis, ama sen hala bebeklik fazini atlatamamissin, hala insanlarla iliski kuramiyorsun, hala problemlerini cozemiyorsun, hala arkadasina veya sevgiline nasil davranman gerektigini bilmiyorsun, ama sozde 30 yasindasin. Simdi ben bu allahin davari ile 20 yasinda olmasina ragmen oturup kalkmasini bilen, sevdigine arkadaslarina inanilmaz sevgi dolu ve yardimsever yaklasan, ne bileyim, bir baska insan evladiyla iletisime gecip saglikli iliskiler kurabilen, su hayatta ne istedigini bilen ve elde etmek icin birseyler yapan bir erkegi sadece yaslarina bakarak karsilastirirsam haksizlik olmaz mi?

Hayir yani, ben kendim yasadim kac kere, gordum. Olgunluk dedigin sey yalan, yasla olan baglantisi da hurafe.

Eh, yas kriterinin neden bu kadar cok tuttugunun bir diger sebebi de, olgun erkegun cebinin de dolgun olma ihtimalinin yuksekligi. Yoksa kadinlarimiz “ay bana 7/24 ideallerinden bahsetsin felsefe yapalim hic uyumadan” diye dusundugunden degil, “yasini basini almis olsun, is guc pesinde olur onlar, parasi da vardir, oh kebap” mantalitelerinden, olgun erkegin ayri bi gideri oluyo.


3-   Erkekler aycicek yagi gibiler mubarek, doygunluklari da boyle tipten tipe, daha dogrusu yastan yasa degisiyor adeta. Yasi buyuk olanin doymusluk orani yuksek, kucuk olan daha çöm, doymamis oluyor. Eh, bir toplumda sevismeyi yasaklarsan, erkeklerin doymusluk orani duser, doyma oranlari da artar tabii ki. Elizabetten baska kadin gormemis yavrucaklar taa evlenmeyi bekleyecek olursa, sonrasinda “allahim ben neler kacirmisim megersem” diye amsalak olmalari cok normal. Gerci erkek evlat babalari sagolsunlar ogullarini milli etmek adina genelevden geneleve kosturuyorlar da bu comez delikanlilarimiz hangi piste inis yapilacagini azbucuk ogreniyorlar. Sonra da “allah ne verdiyse” saga sola dadanan genclerimiz bir yere kadar doygunluga ulasiyorlar. Peki kizlarimiz ne yapsin? Kizlarimizin doygunluk ve doyma oranlarini sallayan yok zaten. Hic de olmadi. Yavru kizlarimiz ailede, “erkektir yapar, aferim benim cipkin ogluma” sozleriyle buyurken, erkeklerin saga sola bol bol sperm sacmalarinin, hatta zamaninda ne kadar sacmissa, sonrasinda o kadar az sacar diye dusunmelerinin dogru olduguna inanip aynen o sekilde “doymus” ve artik “gozu disarda” olmayan erkegi aramalari da son derece mantikli, bu resimde. Ustelik tecrubeli erkek makbuldur, karisini tatmin eder yaklasimi da, erkeklere arti puan kazandiriyor.

Ama soyle bir durum var, kadindan kadina kosmus, orda burda siki elinde gezmis olmak bu erkeklerin sadece fazladan skor elde etmis olduklarini gosterir ki, yataktaki performans ile ilgili dogru ipucu vermez. “Ne kadar cok kadin, o kadar cok tecrube” buyuk olcude, ozellikle de sevgili toplumumuzda yalandir, ki tecrubenin saglamligi nicelikle degil nitelikle olculmelidir. Bazi acilardan olumlu etkileri olsa da hergun baska kadinla sevismek turk erkeklerini hayalgucu yoksunluguna itip, seviyeli ve duzenli iliski dahilinde saglikli cinsel hayatin ise daha performans arttirici etkileri oldugunu dusunmekteyim. Lakin bizim kadin gormemis ve ustune seksin sadece erkegin bosalmasi ve akabinde cocuk yapmak anlamina geldigini sanan erkeklerimizin yatakta ustun performans sergilemenin onemini yeterince iyi algiladiklarini sanmiyorum.

Kaldi ki, 30 yasina bile geldiginde daha 3 kadinin elini tutmus tutamamis cok gencimiz var. Gayet doymamis, gayet hala ama gote ac, hala kadinlari sadece sokulacak delik olarak goren zihniyet, sururune bereket. Ee, ne anladim ben bu isten? 

Kisaca demem sudur ki, 30 yasina gelmis, hem iliski kuramayan, hem karsisindakine yeterli saygiyi gosteremeyen erkek, isterse 100 kadinla yatmis olsun, isterse cok doymus olsun, sikici cinsel hayatiyla karsisindakiyle de gayet yalapsak ve sikici sevisen erkek hangi kadinin isine yarar ki? Ustelik canim ulkemizin genclerinin cogunun genelevlerde tecrube kazanabildigini dusunursek, “doymus olma” kavraminin pozitifligi uzerinden bir kez daha gecmemiz gerek.

Oysa belki de 20 yasindaki genc, bir cok insandan daha duzgun ve duzenli iliskiler sahibi, yatakta da ne istedigini ve gencliginin verdigi enerjiyle ne yaptigini bilen biridir, cok basarilidir, ustelik olgunlugunun da verdigi guvenle karsisindakini hem mutlu, hem tatmin eder. Boyle muhtesem bir cinsel hayati, sevgiyi saygiyi, romantizmi niye reddetmek zorunda kadinlar sirf yasi kucuk diye?

Bu kadar baski hissedecek ne var anlayamiyorum. Atalarimiz hep bosuna demisler “akil yasta degil basta” diye, ama iste sevgili toplumum, her lafi oldugu gibi, bu lafi da kendi menfaatleri dogrultusunda isine geldigi gibi alir kullanir.

Gelelim empirik bilgilere.

Genellemeleri bir yana birakip, karsimizdakilere bir sans verdigimizde ne kadar cok sasirabilecegimizin kanitlarini kendim sahsen sikca yasadim, yasamaktayim.

Yil hesabinin insanin kisiligine olan etkilerini reddedelim demiyorum, ya da haydi kizlar sokaga, kendimize birer Justin Bieber bulalim da demiyorum. Sadece yeri  ve zamani geldiginde, oldu da bir Justin Bieber geldi yamacimiza, bu yas hesabina fazla takilmadan (tabii bi zahmet hapse de girmeden) ruhumuzun, gonlumuzun bize yapmamizi istedigi seye bir kulak verip, bir denemek, sadece deneyerek gorelim nasil oluyor.

Bugune kadar “yasina uygun” erkeklerden yana sansini kullanmasina ragmen bir sevgi, bir saygi gorememis, mutlu olamamis, tatmin edilememis kadinlarin hepsine sesleniyorum; buyuk oldular da ne oldu, birakin 3un 5in hesabini yapmayi da, sizi her acidan mutlu eden, seven, sayan, yuzunuzde guller actiran, enerjisiyle  ruhunuzu genc tutan, size su boktan hayati daha bi yasanir kildiran erkekleri bi deneyin.

Vallahi farki goreceksiniz. 



PS: Ilham perilerim olan;
yazdiklarimi anlayabilme umudu ile google'a sarilan yavruvatanminimanitama
ve de buyukamahodukeksarkima selam ederim.

2 comments:

Derya said...

Bambaşka şeyler yazacakken şunu sorasım geldi önce, yok Barca sokaklarında öpücük yazıları, yok yaşça küçük erkek yazıları, n'oluyo kız? ;)
Diğer şeye gelince: Üzgünüm, ben de bizzat yaşadım ve ııh, olmadı yaşça küçükle. Genelleme yapmayayım diyorum ama elimde değil, yapacağım galiba, ilgi duyan yaşça küçük herkesi peşinen kovaladığım gibi. N'apcaz?

Humita said...

öhm öhm, mutluyum :)

ya bilmiyorum, kucuk ya da buyuk eger kisiye hitap ediyosa, sirf yasindan dolayi kestirip atmamak lazim diyorum. bir sans vermek lazim, cok birsey kaybedilmez, hatta belki de bakarsin acayip cok sey kazanabilir insan. insani cekmesi lazim, bi de oturup 6 saat zilyon seyden konusabiliyosan hic sikilmadan, fikir alisverisleri, dunya gorusu, bunlar uyuyosa: yas dedigin ne ki? sperm ve yumurtanin dollenme ani sadece :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar