Monday, July 9, 2012

yok ya

ben biraz salakim. 
yuzme bilmeden kendimi derin sulara atarim.
tanimadan bilmeden etmeden yilana sariliveririm. 
risky biznis benden sorulmali. 
arabayi da bazen hoyrat kullanirim, dikkat ederek ama, biraz kaba. kil payi kazalardan kurtulmusumdur (nazar degmeye yarebbiiiiim) 

her sacma sapan durumda dersimi aldigimdan eminimdir, bi daha hayatta olmaz derim.
ama sonra biri saglam bir yamuk yaptiginda bile hep boyle ikinci, hatta ucuncu bir sans veririm. 

salak miyim, evet salakim. 

gel sen aylarca konusma, ulasma, bir mesaj bir mail atma. sonra gerizekali feysbuk cikinca ekle. 
sonra gene de konusma, iletisime gecme, oyle sus gibi kalsin, feysbuk firendi olalim sanki onca zamani hic birlikte gecirmemisiz, sevmemis sevismemisiz hatta hiiiiic kavga etmemisiz gibi... buna ragmen bi elini atip da selam verme. gunun birince de ben "yeter laaan silecem seni dallama" diye kendimi gaza getirip sana "nabiyon lan zibik" diyeyim ve sen beni akabinde ayagina, yemek yeme ayagina eve cagir. YOK YEAAEA! 

walla, dunya sana guzel be kardesim. ye haltlari, aylarca sesin soluun cikmasin, bir anda, "gel sana cok guzel yemek yapicam". ben de salakligima doymamayim. neyse ki kabul etmedim.

aman beya, ne olacaksa olsun AQ. 
zaten get over edememisim aylardir, her asna fisnemi kiyasliyorum falan, arada dusunup bir icim buruluyor derken yeter! kopsun bu dananin kuyrugu.

ama, arkadasimin dedigi gibi de icimden geldigi gibi davranicam, oyun oynamaya luzum yok hic. 
bakalim, zaten gidiyorum kisa sure sonra, ve zaten replacementlar mevcut... 

en kotu ne olabilir ki? 

:S







No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar