Monday, February 27, 2012

BCN Night Life

Barcelona uc seyiyle unludur: Gaudí, Barça ve gece hayati.

hadi Gaudí garip sekilli ve renkli binalar yapmis modernist akimin oncusu olmus, tum maskulen turun gozdesi Barça yani FC Barcelona futbolda dunya capinda basarilar elde etmis, ama gece hayatinin bu denli unlenmesini pek cozemedim henuz. 

cunku bcn night life tek kelimeyle LEş (son harfi capslock kasamadim ispanyolca klavyede) 

ispanyol gece hayatini cok ilginc kilan tek sey ispanyollarin biraz overdoze ve overlate zaman diliminde yasamalari. yok oglen yemegi yok siesta derken gecenin onunda aksam yemegi yiyen zihniyet tabii ki gece hayatina da gec baslayip sabahleyin bitirir. genc turist kizlar erkekler de bunu cok matah sanip oo cok cilgin gece hayati diyerek kosa kosa abazan ve azgin ispanyol erkeklerine gelirler. isin komik tarafi, gece kluplerinde oyle ispanyol abazani da bulmak zordur, cunku hepsi turist abazanidir :) 

neyse ya, yazarken sikildim resmen, okuyan biri olursa sayet es kaza, bilsin ki barcelona gece hayati oyle cilgin degil, tabii canli porno show izlemek isterseniz, ya da ozel gay diskolarina falan gitmek isterseniz, belki ilginc bir gece sizi bekleyebilir. ama bu kriterlerin disinda, gideceginiz unlu turistik mekanlar gecenin korunde acilir, butun sarhos turistleri icinde barindirir, bazen sadece saplardan olusan terli gencler, bazen de agzi burnu kaymis kizlarla doludur. sacma sapan muzik esliginde herkes gozleri yari kapali birbirini keser, zaten karanlik ve pirpir eden isiklar gorusu daha da bozarak iyi hedefler secememeye sebep olur. herkesin birbirini goturmeye calistigi ortamda kizlarin azligi da terli genc erkeklere zor anlar yasatir. kizlar icin de her saniye yanina birinin yaklasmasi alkolle birlikte fazla temasa gecilmeye calisilmasi da cabasi, hic hos degil.

genel olarak "bu gece kimi gotursem" zihniyetindeki insanlarla dolu olur bu mekanlar. haftasonunda sabaha karsi 4 gibi top yapar, 6-7ye dogru geceyi sonlandirirlar, haftaiclerinde zaten daha erkenden isiklari acip insanlari ve sarhoslari def ederler. 

duptis duptis en cok kullanilan muzik tarzidir, bazi buyuk diskolarin latin veya hiphop/pop gibi farkli salonlari da olur. ama genel zihniyet hep aynidir. gecenin 3 unde diskoya gelen adamdan da kizdan da hicbir cacik olmaz benim gorusumce. 

kapidaki gorevliler gorilla gibidir, antipatik, sert, cogu zaman sizi disgorunuse kiyafete hatta ayakkabilarin topuk boylarina gore yargilar, siktiri ceker. 

boyle yerlerin tek iyi tarafi, belli saatlerde bedavaya giris yapip indirimli ickiden veyahut size icki ismarlayarak arti puan kazanmaya calisan erkeklerin kotu planlarini lehinize kullanarak alkolu bedavaya getirmektir.

guzel gece hayati nasil olur: arkadaslarinizla cikarsiniz, once birinin evinde icip muhabbet edersiniz arkadasin arkadasi ve benzeri bircok kisi ile tanisabilme imkani dogar, sonra cikar cok isterseniz bu diskolara hepbirlikte gider ya da baska bir barda giris ucreti olmaksizin girer dans eder, birbirinizle kaynasirsiniz. ille de birini goturecem ben cok azdim falan derseniz, gozun gozu gormedigi pis yerlerde sarhos ve total stranger biriyle sevisceginize 3 kelime ettiginiz az cok hukukunuzun oldugu biriyle birlikte sarhos olup sevisirsiniz, daha iyi bence.



Wednesday, February 22, 2012

win-win

kimin, kimlerin ya da neyin ahini aldiysam artik, son haftalarda burnum boktan cikamadi. nazar degdi mi cok pis degiyor. nazar, karma, Allah baba, adini bilmiyorum tam olarak. 

pozitif dusun pozitif olsun zirvalari cekmesin kimse bana yeter. bugune kadar neyi pozitif dusunup cok mutlu olduysam hep bir sicis, hep bir husran. 



bu yuzden bir talimatname hazirladim yine yeniden. 

pozitif olmasini istiyorsan: 

- heycan yok.
- sevinc/mutluluk yok.
- heycan verici guzel olaylari hic kimseyle paylasmak asla yok.
- her ne olup bitiyorsa hayatinda, yalan soyle. ya da  sus.
- hicbir seye baglanma: hayvan insan esya, whatever it is.
- hicbir seyi ovme/ hicbir seyle ovunme.
- her zaman sonunu dusun, bir gun bitecegini ya da kaybolabilecegini hatta calinabilecegini hic unutma. hersey gelip gecici.  
- mutlu olursan kendini mutsuz et, hep kotu ihtimalleri dusun, hic aklindan cikarma. bahaneler bul, aci gerceklerle yuzles.
- ne olursa kim olursa olsun, umursama, sikleme. deger verme. 

boylece her durumda, elindekileri ya da cevrendekileri olamasa bile, kendini daha iyi koruyup kollayabilirsin, hayalkirikligi, husran, uzuntuler minimum seviyeye iner.

it's a win-win situation.



Tuesday, February 21, 2012

boklu degnek

iki ucu boklu degnek, seceneklerden hangisini secerseniz secin, sonucunun bizi bok cukuruna goturecegi durumdur.

mesela biriyle ilgili cok ters, gizli bir sekilde cok onemli ve ciddi bir bilgi edindiniz, bu durum cok sert, hatta ivana sert. hesap sormak icin iciniz icinizi yiyor. 

onunuzde 3 senecek var. hepsi de birbirinden boktan.
bir sekilde caktirmadan  hesap sordunuz diyelim ki. 



1- durumu/bilgiyi yalanlayacak.
    sicis: siz herseyin farkindayken, herseyden %100 eminken, gozunuzun icine baka baka yalan soyluyor, bunu bilerek nasil bir daha guvenip devam edebilirsiniz, hicbir sey olmamis gibi?

2- durumu/bilgiyi dogrulayacak.
    sicis: artik official olarak bildiginiz icin hicbir sey olmamis gibi nasil devam edebilirsiniz? yani bile bile lades, hersey apacik ortada, gizlisiz saklisiz, belki de birseyler gevenelecek, yeniden guven kazanilmaya calisilacak... ise yarayacak mi? daha once yalan soylemis oldugu icin guveninizi geri kazanabilir mi oyle hop diye?

3- hicbir sey soylemez hesap mesap sormazsiniz.
    bir baska sicis: omur billah iciniz icinizi yer, bu agir yuku tek basiniza, yine hicbir sey olmamis gibi davranarak tasiyamazsiniz. yuzune baktikca akliniza gelir, ruyalariniza girer... "-mis gibi" davranabilecek misiniz? aklinizda, kalbnizde, her yerde "yalan dunya" yasamaya devam edebilecek misiniz? 

iste bu 3 sik icerisinde hangisi daha iyi/daha az hasarli atlatilabilecek bir travma yaratabilir acaba hic bilemiyorum. Eger okuyan birileri varsa, fikirlerini paylasmaktan cekinmesin pliz. 


PS: I've seen that movie. final scene toplanan bir bavul ve terk idi.

Monday, February 20, 2012

¿dónde está tu espíritu latino?

Gecenin sorusu. 


Nerede benim latin ruhum. 


Evet, hersey bitti, tum sorular tukendi, hakkimda tek bilinmedik bu sorunun cevabi kaldi aq. 


"Yedik onu biz" 
"Evde biraktim"
"Artik yok kalmadi latin ruh"


seklinde cevapladim. Tatmin olmadilar. 


Sinirliyim, canim sikkin, yorgunum, kafam karisik, uykum var, soyulmusum. 


Nerde benim latin ruhum? al burda




Wednesday, February 15, 2012

Oylesine bir gun yahu

Aslinda dun oylesine bir gunken, herkesin bazen "ay cok sacma, zaten cok ticari" diyip yerdigi, bazen de "ay lanet olsun yine sapim, bugun de bir gun yuzu goremicek miyim" diye basini duvardan duvara vurmak suretiyle uzuldugu, sansli ise de "oh be bu yil sokakta yururken saplara bakarak icimden alay ederek sevgilime sarilacagim nispet olsun onceki sap gecirdigim yillara ve digerlerine" diyerek icten ice gobek attigi bir gun oluveriyor. Nam-i diger, sevgililer gunu. 


Evet, acayip derecede ticari ve kapitalist bir gun, tipki diger "ozel" sandigimiz gunler gibi, bkz, anneler ve babalar gunu, dogumgunu, yilbasi, noel vs. Neyseki biz kandillerde herkese hediye almak yerine iki asure yapip konu komsu sevindiriyor veya telefon acip ucuz atlatiyoruz. Artik bayramlarda ne harclik ne mendil veriyolar, kici kirik iki cukulatayla gecistiriyolar. Kisacasi, ticari gunlerimizde bir azalma sozkonusu. 


Gelelim, sevgililer gununun anlam ve onemine. 


Sevgilin varsa ona buna nispet yapildigi, yoksa da evde oturup tv karsisinda cukulata seker yendigi veya anti- sevgililer gunu gibi garip olusumlara girilip "bakin sevgilimiz yok ama yine de egleniyoruz, lanet olsun kapitalizm" imaji cizerken icten ice "ah bi manita olaydi yanimda da iki altdudak alaydim, biciklerini (artik bicigin icerigi cinsiyetten cinsiyete degisir tabii) minciraydim fena mi olurdu" diye dusunuldugu apacik bir gercek. Hic kimse hic bir zaman sevgilisiz/manitasiz saf bir sap olarak birakin S.G nu, tek bir gun dahi gecirmek istemez, egri oturup dogru konusalim. 


Ozellikle bekarlar icin S.G, az veya cok, depresif bir gundur.  




benim cok ideal S.G. gecirme onerim: 


Ben genelde "anti" takilan, her sene sanssiz gecirenlerdenim. Bu sene bir istisna ile manitali anti S.G gecirebilme serefine nail oldum. İnanin muhtesem birsey. 


Nasil oluyor; hemen anlatayim. 


1- Elinizde hali hazirda sevgili kategorisine sokabileceginiz, caniniz istediginde biciklerini mincirabildiginiz birinin bulunmasi lazim pek tabii. 


2- Bu kisiyi alin, bu ozel(!) gunde randevulasin. (hele uzun zamandir hicbir bicigini minciramamissaniz randevunuz daha da bi anlam kazansin.) 


3- Sonra randevu "gece yemege cikma" adi altinda ivir zivir boktan yemek yenen bir barda gerceklesmeli. 


4- Yemekten sonra sohbet muhabbet,bu esnada gunun anlam ve oneminden hickimse bahsetmedin, mumkunse kesinlikle adi gecmesin. Bunun yerine antihomofobi komunist definition inin icinde yer mi alir yoksa komunistler homofobik ve gay karsiti olabilir mi tartismasi yapin biciklarinizi mincirmak yerine... 


5- Yemek bitince hesaplar ayri ayri odenmeli, ve "hadi 2 bira cakalim kendimize gelelim" onerinize "ay gunlerdir az uyuyorum, eve gidiyim uyiyim" tepkisi alin. 


6- Ama yine de sizi bara birakmaya razi olsun, hatta dayanamayip iceri de girsin, o diken ustundeyken caktirmadan iki tek atin. 


7- İste tam bu sirada cesitli ecnebi ulke vatandaslarindan olusan bir grup genc bir araya gelmis ve "lanet olsun S.G!" naralariyla anti-S.G kutlasinslar, siz de aralarina katilin... Derken butun geceyi multinasyonal ortam ve saplarla birlikte, gevezelik ederek gecirin, ki bu kisim "manitayla anti-S.G kutlama" anina imza atsin tek kalemde. 


Butun bunlardan evvel siz gunlerce en romantik halinize burunmus, karsinizdaki icin hediyecik bisiler almissaniz, vay halinize. Cok esitlikci komunist hatta feminist ortamlarda takilmak pek size gore olmayacaktir kanimca. 


 Cikarilan sonuc da cosmopolitan dergisi kadin onerileri gibi oldu. Hahayt.

Monday, February 13, 2012

sevgi-siz hirsiz

sevgi-siz hirsiz, allah belani versin insallah. catidan catiya atlarken dusup kicini basini kirasin insallah. duvarlara tirmanirken kafani bir yerlere caripip kasini gozunu patlatasin insallah. icleri esyalarimizla, laptoplarimiz harddisklerimizle dolu bavullari tasirken o bavullar kafana duser de beyin sarsintisi ve kanamasindan kusa kusa hastaneye gidersin de polis seni yakalar insallah, hapislerde tecavuze ugrarsin, uyusturucu cekmekten burun kemiklerin yokolur, cigerlerin soner, basina bin turlu aksilik gelir insallah. 

bizden yuruttugun bir suru alet edevat hepsi gotune kacar da omur boyu cikaramazsin, bokun icinde patlar zehirlenerek yavas yavas olursun. 

hadi gozbebegimi, biricik laptopumu aldin gittin para eder falan diye, icindeki fotolarim dokumanlarim muziklerim yazilarim herseyimi aldin gittin diyelim, senelerce biriktirdigim hersey gitti, ulan orospu cocugu, insan kopyalarini birakir, aah ah. ulan insan hic mi dusunmez, hic mi vicdani yoktur, hic mi empati kuramaz, bunlar elmas degil, altin degil, yani yeniden alinacak seyler var alinamayacak bir daha yerine konamayacak seyler var, "zamani dondurmak" diye tabir ettigimiz fotograflar, onlar geri gelmez, gelemez, kopyalarini bile alip goturunce lanet olsun gerizekali orospu cocugu cok sinirliyim. o kadar sen senelerce cek, binlerce fotograf, sergilere bile yolla, bir suru birsey, sanat yap bir anlamda, sonra hepsini alsin bi orospu cocugu gotursun. hem de hepsini cat diye silsin tabii ki.... 

yani, kicikirik hoparlorumu bile aldin, al, gotune kacsin insallah, ama bari birak kopyalari, bari haricidiski alma, onu birak, lanet olasica kimbilir hangi orospunun hangi pezevengin dolu, hangi ..............

kelimelerin kifayetsiz kaldigi an...

para cal, esya cal, mucevher cal, emek calma, ani calma a orospucocuuu.

herseyi yeniden toparlamak, yapilan odevleri, cekilen fotograflari bulmak...


kaybimiz buyuk.






Friday, February 3, 2012

02.02.2012: adeta bir milli bayram



Bugun, yani aslinda dun, yani 2 subat, benim icin uzun zamandir, yaklasik 1,5 aydir bekledigim, cok ozel bir gun.


Yanci sebep: haftalardir suren, bitmek bilmeyen, adeta Sagrada Familia insaatina donmus final odev teslimlerinin son gunu.

Asil sebep: Vetusta Morla, Palau de la Musica’da sahne aliyor.

Neden? (yani sahne almasinin sebebi degil tabii ki de, benim icin neden onem teskil ettigi gercek soru) 

Yaklasik 3 senedir (2009'dan beri) manyaklar, sapiklar gibi surekli dinledigim, bayildigim, izini surdugum grup nihayet bulundugum yere, Barcelona’ya geldi. Hem de modernizmin, barcelona’nin gozbebegi Palau de la Musica isimli konser salonuna. Yan taraflarda fotolarini goruyorsunuz.

Bu konser salonu cok asmis birsey. Inanilmaz bir bina. Tam hastasi oldugum, zaten Gaudi'den tanidigimiz bildigimiz modernist tarzda insa edilmis, seramiklerle mozikler dosenmis, yuvarlak hatli, degisik, rengarek bir bina. Mutlaka gorulmesi gereken bir yer. Geveze Mimarimiz bizi bu konuda da aydinlatirsa cok super olur:)

Netten buldugum dandirik ama genel bir fikir veren fotolari koydum yana. Bakiniz, takdir ediniz.

Bu salonda bir konser dinlemeyi 4 senedir istiyordum. Bu konserin Vetusta Morla konseri olmasi, duruma 39748932 kat onem katti tabii ki. 

Vetusta Morla nedir peki? 

Alternative/Rock dedigimiz turden muzik yapan, Madrid bazli bir grup.  epi topu 2 albumleri var. Normalde her alanda bir Bcn-Madrid cekismesi olmasina ragmen, demek ki muzikte yok ki salon tiklim tikisti, adamlar zaten 1 degil 2 gun konser verdiler, jest olsun diye de solist eleman katalanca birseyler soyledi, salon cildirdi. Ne olacak bu Katalanizm'in sonu :) Velhasil, bizim Mor ve Otesi'nin Ispanya subesi bu zaatlar. Cok hos muzikler, sarki sozleri de anlamli.

Yaklasik 2 ay oncesinden tesadufen ogrenip 1,5 ay evvelinden biletimi aldirmistim sevgili ev arkadasima. Almadan evvel tanidigim herkese benimle gelmesi icin yalvardim, yakardim (yok, abartiyorum) ama nafile. Biletlerin biraz tuzlu olmasindan, Vetusta Morla sevenlerinin de zaten ispanyol vatandasi olmasindan dolayi, “nasilsa ben baska konserine giderim yaa cok pahali biletler” diyerek beni reddettiler. Evet, tek basima kaldim yine. Kaderimin her yere tek basima gitmek olduguna iyice inanmaya basladim zaar, bir konsere bile gidecek adam bulamamanin verdigi uzuntuyle bir an “lan gitmesem mi ki, sap sap konsere mi gidilir” dedim kendi kendime. Sonra da “sacmalama kizim, boyle bir salonda, en sevdigin grubun konseri, elin kanda olsa gitceksin, hem de en pahali biletten alip cillop gibi yerden izliceksin” dedim, “hem belli mi olur, belki yakisikli Vetusta Morla hayranlarindan biriyle tanisirsin hehehehe”


Sonra aldi beni bir telas, adamlar yeni album cikarmislar, hicbir sarkisini bilmiyorum, acele, 2 ay icerisinde ezberlemem lazim hepsini, konsere hazirlikli gitmek lazim, yoksa ne anlami kalir, diyerekten kendimi Vetusta Morla, Mapas isimli albume adadim. Cok ciddiyim, neredeyse dinledigim tek grup, tek muzik o album oldu. %90 diyelim de, Buika'ya haksizlik olmasin. 

Havaalaninda, ucakta, Istanbul sokaklarinda, trafikte, yagmurda, donus ucagimda, okul yolunda, Ezgi'nin Gunlugu sarkisi gibi oldu, her buldugum firsatta, her gittigim yerde albumu dinledim. Herkese dinlettim. Minikmanitama bile Vetusta Morla empoze etmisim bilmeden, bir baktim ben soylemeden cat diye yeni sarkilarini aciyor, gozlerim doldu yemin ederim. Megersem cok sevmis, dedim "ne ayak, sen bu grubu seviyo muydun?", canim benim "sen bana dinlettiginden beridir cok seviyorum" dedi gecen gun. Iyi halt ettin, simdi mi seviyosun? Ben biletimi coktan almisim, sap sap konsere gitcem, sen yeni sev grubu. Aferim. Icten ice uzuldum tabii.. Neyse. 



O gun geldi catti iste goz acip kapayincaya, 6 odev bitirinceye kadar. Butun geceyi ve gunduzu minikmanitamla gecirdigim icin degil sadece, feminist odevlerimden bir sureligine kurtuldugum ve konsere gidecegim icin cok mutluydum, icim icime sigmadi. 

Uzun lafin kisasi: 

ALLAHIM MUHTESEM BIR KONSER, MUHTESEM ATMOSFER, MUHTESEM PERFORMANS, HERSEY MUHTESEMDI !


bissuru foto cektim goya teknolojik telefonumla, (foto makinesi sokmak yasakmis). 



Bildigim butun sarkilari -ki Braidotti'nin postmodernist feminizmini hala bilmem, ama Vetusta Morla'nin albumlerini hatmettim- bagira cagira soyledim, sesim kisildi, dilim dondugunce artik yanlis yunlus, hic onemli degil. yaptigi espirileri de anlamadim pek zaten, olsun. Alkisladim avuclarim patlayana kadar, islik calabilseydim cok iyi olurdu, onun yerine cigliklar attim, ama "tarkaaan" cigligi degil tabii ki, daha cool, daha olgun, daha edepli :P

Konser hic bitmesin istedim, nerdeseyse butun sarkilari solediler, neredeyse hepsini videoya aldim. alirken de minikmanitamin en sevdigi sarkiyi da soylerler insallah diye icimden dua ettim (bigun cidden carpilicam!!) SOYLEDILER. Turkiye'de olsaydik telefonla arar dinletirdim. sonra baktim ki dualarim kabul oluyo, bari benim sarkimi da calsinlar dedim. onu da caldilar evelallah. hemen onu da cektim videoya. korsan kayit, gerci videolar 5para etmez, ama olsun. ani hatira...

konserin daha dogrusu salonun tek sorunu, edepli adapli muzik dinleme salonu olmasi, yani tiyatro opera salonu gibi, herkes koltuklarinda, kafa sallayip ritim tuttular, ayaga en son grubun "artik isterseniz ayaga kalkabilirsiniz" demesiyle kalkildi, ziplanip hoplandi. Biz de olabildigince, yukaridaki balkonlardan eslik ettik. Aklima Bogaz koprusu gelmedi degil. "acaba, dedim icimden, hepbirlikte ayni ritimle ziplasak, rezonansla birlikte cokertir miyiz bu balkonlari?" Bir an korktum cidden. ama adamlar saglam yapmis, heralde "100 yil sonra bu salonda alternative rock konseri verilirse, headbang yapip cilgin gibi ziplayan gencler telef olmasinlar, malzemeden calmayalim saglam olsun" diye dusunmusler :P


tam olarak aciklayamadigim bir suru duygularla, boyle gozlerim dolu dolu, tuylerim tiken tiken olmus, yuzumde de hayvani bir siritma ile ciktim salondan. Barna sokaklarinda yavas yavas buz gibi havaya karsin yurudum. Sehir merkezinde oturmanin en buyuk avantaji, heryere yurumek. sadece 10-15 dakka. Bos sokaklardan sarkilari soyleyerek gectim, mutluluk cok baska birsey. 

Eve geldigimde bir ev arkadasim "ot mu ictin" diye sordu, digeri de "konsere diye orgy'ye mi gittin" dedi. artik nasil bir tatmin olmusluk, nasil bir ifadeyle geri donduysem eve, boyle nutkum tutulmus, evdekilere birsey soyleyemedim. nasil tarif edeyim ki, cok klise ama: "anlatilmaz yasanir". 

adamlar muhtesem, yakisikli makisikli degiller, zaten omrumde hic sifatlarini gormemisim. bildik ispanyol erkekleri, tipik. goresiniz diye yukari foto da koydum. ahim sahim halleri yok yani. 

Basim dondu, verdigim 36 euronun her bir centine degdi yemin ediyorum.

Of, yok bu boyle olmaz. mutlaka baska konserlerine gitmeliyim... 




PS: Hayir, konserde kimseyle tanismadim. zaten gozum gruptan baskasini gormuyodu :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar