Ufak bir problemim var, her camasirlarimin yikanma vakti geldiginde, mideme agrilar giriyor, sancilar tutuyor, bedenim garip reaksiyonlar vermeye basliyor.
Bir FOBI olarak; camasir makinesini bosaltmak.
Koskoca ben, senelerdir ailesinden ayri yasayan, tek basina bissuru ulke
gezmis, simdi de kimi kimsesi olmadan ecnebi diyarlarda gurbette yasayan ben, gotuboklu bir camasir makinesini bosaltamiyorum aq!
Her seferinde beni cok fena elektrik carpiyor. Cok korkuyorum. Bir seferinde ciglik attim, sesim Tibidabo’dan
yankilandi yemin ediyorum. Bu makine eski, tepesinden aciliyor, metal kapagi var. Kapagi
acmak ve kapamak da sorun degil. En buyuk mesele icindekileri disari cikarmak. Lanet
olasica gerizekali makine beni ciplak etimin denk gelen herhangi bir yerinden, ozellikle
kolumdan carpabilecek kadar cok metal donanima ve derinlige sahip. Canavar kapaklari
tahta mandallar sayesinde ittire kaktira bir sekilde aciyorum, yaklasik 3
dakikami falan aliyor, ayni sekilde geri kapamaya calisiyorum, bu islem cok daha cetrefilli, 5
dakikayi geciyor. Bu islemleri hallettikten sonra kaldim, ev arkadasim
evde oldugunda normalde kendisinden yardim dileniyorum “maria noolur
camasirlarimi cikarir misin?” seklinde, sagolsun “tamam” diyip cikariyor.
Artik donlarimi bluzlarimi ve sahip oldugum
tek pijamayi yikama zamani gelmisti, gunlerdir yagan yagmurdan sonra cikan
gunesi kacirmamam lazimdi, ama ev arkadaslarimin hepsinin cil yavrusu gibi bir
yerlere dagilmalari ile ayni gune denk gelmesi uzerime kabus gibi coktu yemin
ediyorum. Makine doldu, yikandi,
bitti, derken o an geldi. Aslanin “miyav” dedigi an.
Yapayalnizdim evde!!
Makinenin ust
tarafinda kalan buyuk kifayet parcalarindan olusan camasirlari almayi basardim.
Muhtesem kivrak zekam ancak ona elverdi. Nasil? Soyle: mutfak eldiveniyle. Madem
bu eldiven bizi sicaktan koruyor, elektrikten de korur belki diye dusundum
hahaha, nitekim ise yaradi valla. Makinenin icinde vahsi hayvan yasiyormuscasina
buyuk dikkatle elimi daldirip yuzeydeki camasirlardan hangisi elime denk
gelirse cekip hizla cikarmaya basladim teker teker. Tanri insanlari yukardaysa,
eminim beni izlerken cok eglenmistir hatta yuzeydeki camasirlar bittiginde
geriye davulun en dibindeki corap ve donlar kaldiginda eglence zirve yapti.
Dusundum tasindim dedim ben bunlari nasil alabilirim. Bir an yan komsuya
gidip yardim istemek gecti aklimdan, ama yeni kalkmis saci basi dagilmis
lenslerini takmamis rezil halimle karsisina cikamazdim, hele ki entel film
festivalinde karsilastiktan sonra. “pardon camasir makinesinden camasirlarimi
cikarmaktan acizim, yardim eder misin?” ASLA.
Aklima baska parlak bir fikir geldi o an: Tahta kasiklar.
Uzun ince sapli
tahta kasiklarimizi, cin yemegi yer gibi kullanmak suretiyle davulun dibine
ulasip donlarimi kurtarabilirdim. Evet bunu yapabilirim dedim kendi kendime. Ise
koyuldum. Yaklasik 5 dakikalik debelenme surecinden sonra vazgectim. Ben daha
chopsticklerle noodle yiyemezken tutup tahta kasiklarla donlarimi nasil cikarabilirim
ki. Denemeye degerdi, ama mission failed. Cunku davul derin, ben daha tahta
kasiklari korkudan sokmayi basaramadim, cikara cikara bir adet corap cikardim. Eeeeeeeh yeter be epi topu 3 don 2 corap icin
paratoner gibi elektrik cekmenin zerre anlami yok, mission aborted dedim. Benim
canim tatli.
Camasirlar hala makinenin icinde, María’nin Sevilla’dan donmesini
bekliyorlar.
1 comment:
feysteki mühendis gruplarında paylaşmak istiyorum bu yazıyı. izin var mı merkez?
Post a Comment