Saturday, October 8, 2011

Ah Burokrasi Ah...



Bugun hic kalkmak istemedim. Bu siraya girmek, bu kadar saat TEKRAR beklemek istemedim. Burokrasiye ve degerli vaktimi calip isini iyi yapmayan universiteme bir kamyon sovdukten sonra basladi maraton.



2 gunde sistem degismis, 8.30da girdigim siranin 10 dakkada bana gelmesi normal gelmemisti aslinda ama umut fakirin ekmegi ya, yedim ben de, yasasin bugun 3 saat surmeyecek bu cile dedim. Tabii ki yanilmisim. Ben ve daha nice gurbetciyi iceri otoparka derme catma yaratmis olduklari bekleme salonuna aldilar. Degerli popolarimiz sandalge gordu hic degilse ama bekleme suresinde hicbir degisiklik yok. Degismis olan sistem sadece disarda binanin onunde ayakta konuslanmak yerine gelip otoparkta oturmakta ibaretmis. Ben gerci hala eminim disarda bir bizim kadar insan seli daha mevcut..

Bugun buraya varisim bile ayri dert, stres idi. Hicbir yere ulasimin yarim saatten fazla surmedigi bu sehirde bile ben trafikte geriliyorum. Bu basarimi 25 senelik Istanbul hayatima borcluyum dostlar. Evet, siz de trafigin 7/24, kirliligin ve kalabaligin omurboyu surdugu bir sehirde dogup buyuduyseniz beni anlarsiniz, hatta anladiniz bile biliyorum.

15 dakikada ulasmis olmam gereken bir yere kaybolarak yarim saat-40 dakika arasi bir surede vardim. 2 metro duragi gittim epi topu, yine de metro cikisinda binmem gereken ferrocaril tren istasyonunu bulamayarak panige kapilip sagda solda gordugum herkesi 'Como puedo ir a Gracia? No a la Passeig de Gracia, a Gracia, en tren' seklindeki sorularimla terorize ettigimin farkinda degildim pek.. Sanki Paris'teyim anasini satayim, 3 durak gidemedim. Ama basima ne gelirse bu kurtulamadigim istanbul acelesinden geliyor, yolculugun sonunda beni bekleyen 1kmlik gurbetci kuyrugunun bunyeme kattigi ayri bir heyecan da vardi tabii..

Yeni bekleme salonumuzda kurbanlik koyun gibi dizilmis oturuyoruz. Bizi nizama getirmekle yukumlu sivil polis isini hakkiyla yapmakta. Nasil yapmasin kiralik katil Leon tipi ve karizmasiyla. Pakiler, Afrikalilar, Çinliler, herkes dikkat kesiliyor, gerci bu adamin gelisi hayirlara vesile, siranin ilerlediginin gostergesi..

2saat gecmis geldigimden beri. Puskevit yedim, Steve Jobs un olum haberini okudum, arkadasimla emaillestim, telefonumu temizledim fazlaliklardan, ders calismaya calistim ve minik telefon ekranimdan bunun mumkun olmadigini bir kez daha anlayarak bu enerjimi blog yazmaya kanalize etmeye karar verdim.

Evvet, adim adim yaklasiyorum ofislere. 10 insan evladi var aramizda. Ben bugun maalesef yarim saat gec kalarak 40-50 kisi dustum siralamada. Amma ve lakin, bu zorlu yolculuk ve bekleyis tam gaz devam edecek cunku bekleme salonundan baska bir bekleme salonuna yonlendiriliyoruz, dile kolay hergun en az 500 insan geliyor buraya cesitli sebeplerle. Ikinci bekleme salonuna gecenler hic ozel degil, hemen yerleri baska gurbetcilerle dolduruluyor, bekleme salonlarimiz hic bos kalmiyor cok sukur. Ilk gelisimde bu saatlerde bana sira gelmisken simdi daha ikinci bekleme salonuna bile gecemiyorum, kahpe felek.

Insan profili sadece gurbetcilerden degil, ayni zamanda cesitli milletlerden ogrencilerden de olusmakta, zaman romantik komedi tadinda gecseydi bu 2 ziyaretimde hayatimin askini bulmustum coktan. Ortam cok musait ama iste bize dayatilmis holivud filmlerindeki yakisikli, kasli, romantik hem de komik beyaz atli prensler denk gelip bir sebepten buralara dusmus olsalar bile tanismak mevzu bahis olmuyor, olamiyor. 

Not arasi not: Bu zorlu gunumde bana eslik eden Buika ve Sebnem Ferah a sonsuz minnetlerimi sunmak istiyorum. Ulkemi terk etmeden Ispanyol vatandasi Buika yi Istanbul da gormus, fakat topragim Sebnem i bir kez olsun gorememis olmamin uzuntusunu onu her dinleyisimde hissediyorum. Kaderci olmasam da bazen kader kismet diyerek gecmek gerekiyor. Fazla derin ve dogru dusunecek buna kafa yoracak luksumuz ve zamanimiz yok cunku..

3.saatime girdim. Daha dogrusu bitidim. 4.saate girmis oluyorum. 
Durum: bir arpa boyu yol.

Bir sira bu kadar yavas ilerleyemez. Ilerlememeli. Metrobuste olen amca gibiyim, nefes alamiyorum. Saclarim dokuluyor. Stresten olmek boyle birsey mi acaba? Yarim saatte ancak 4 kisi ilerledik. Benim sirama 70 kisi var. Do the math artik:(

Unzile ile aglama krizlerine girebilirim sevgili dostlar. Arkamda uzun sacli kim bilir nereli cocuklar ve yaptigi hastalik muhabbetlerini dinlememek icin sesini actigim muzigim bana Unzile yi layik gorduyse yapacak birsey yok. Zaten Steve Jobs da olmus, eminim apple freak arkadaslarim yas tutmaktadirlar su an, ornegin Leonardo. Hatta Sima bile bu amcanin iphonecu oldugunu duysa bir adet gozyasi suzulurdu yanaklarindan...

Saka maka, meger gecen seferki ziyaretimi hafife almisim. Saat 12.50 ve 80.kisiden 139 a yeni geldi. 3 kisi kaldi... Bu saatten sonra eve git, yemek yap, ye, dinlenemeden 3saatlik hicbirsey anlamayadigin derse gir... C’est la vie dostlar...

Son durum: Upuzun bekleyisten ve cesitli sekillerde oyalanmalardan sonra 13.10’da ciktim yabancilar polisinden.

Bomba: Belgelerimi teslim etmek icin girdigim ofisteki kadin bana “aa niye bu kadar bekledin ki, elindeki bu kagitla direk girebilirdin” dedi.......................



2 comments:

Onur Diribaş said...

Ahahahahaha!!! Harbiden bombaymış!!! :)))

Derya said...

=)))) Bir kitapta gözlerini kapatıp konsantre olarak, hafif meditasyon durumunda zamanı daha çabuk geçirebileceğini okumuştum!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar