Bugun hic kalkmak istemedim.
Bu siraya girmek, bu kadar saat TEKRAR beklemek istemedim. Burokrasiye ve
degerli vaktimi calip isini iyi yapmayan universiteme bir kamyon sovdukten
sonra basladi maraton.
2 gunde sistem degismis,
8.30da girdigim siranin 10 dakkada bana gelmesi normal gelmemisti aslinda ama
umut fakirin ekmegi ya, yedim ben de, yasasin bugun 3 saat surmeyecek bu cile
dedim. Tabii ki yanilmisim. Ben ve daha nice gurbetciyi iceri otoparka derme catma
yaratmis olduklari bekleme salonuna aldilar. Degerli popolarimiz sandalge gordu
hic degilse ama bekleme suresinde hicbir degisiklik yok. Degismis olan sistem
sadece disarda binanin onunde ayakta konuslanmak yerine gelip otoparkta
oturmakta ibaretmis. Ben gerci hala eminim disarda bir bizim kadar insan seli
daha mevcut..
Bugun buraya varisim
bile ayri dert, stres idi. Hicbir yere ulasimin yarim saatten fazla surmedigi
bu sehirde bile ben trafikte geriliyorum. Bu basarimi 25 senelik Istanbul
hayatima borcluyum dostlar. Evet, siz de trafigin 7/24, kirliligin ve
kalabaligin omurboyu surdugu bir sehirde dogup buyuduyseniz beni anlarsiniz,
hatta anladiniz bile biliyorum.
15 dakikada ulasmis
olmam gereken bir yere kaybolarak yarim saat-40 dakika arasi bir surede vardim.
2 metro duragi gittim epi topu, yine de metro cikisinda binmem gereken
ferrocaril tren istasyonunu bulamayarak panige kapilip sagda solda gordugum
herkesi 'Como puedo ir a Gracia? No a la Passeig de Gracia, a Gracia, en tren'
seklindeki sorularimla terorize ettigimin farkinda degildim pek.. Sanki
Paris'teyim anasini satayim, 3 durak gidemedim. Ama basima ne gelirse bu
kurtulamadigim istanbul acelesinden geliyor, yolculugun sonunda beni bekleyen
1kmlik gurbetci kuyrugunun bunyeme kattigi ayri bir heyecan da vardi tabii..
Yeni bekleme salonumuzda
kurbanlik koyun gibi dizilmis oturuyoruz. Bizi nizama getirmekle yukumlu sivil
polis isini hakkiyla yapmakta. Nasil yapmasin kiralik katil Leon tipi ve
karizmasiyla. Pakiler, Afrikalilar, Çinliler, herkes dikkat kesiliyor, gerci bu
adamin gelisi hayirlara vesile, siranin ilerlediginin gostergesi..
2saat gecmis geldigimden
beri. Puskevit yedim, Steve Jobs un olum haberini okudum, arkadasimla
emaillestim, telefonumu temizledim fazlaliklardan, ders calismaya calistim ve
minik telefon ekranimdan bunun mumkun olmadigini bir kez daha anlayarak bu
enerjimi blog yazmaya kanalize etmeye karar verdim.
Evvet, adim adim
yaklasiyorum ofislere. 10 insan evladi var aramizda. Ben bugun maalesef yarim saat gec kalarak 40-50 kisi dustum siralamada. Amma ve lakin, bu zorlu yolculuk ve
bekleyis tam gaz devam edecek cunku bekleme salonundan baska bir bekleme
salonuna yonlendiriliyoruz, dile kolay hergun en az 500 insan geliyor buraya
cesitli sebeplerle. Ikinci bekleme salonuna gecenler hic ozel degil, hemen
yerleri baska gurbetcilerle dolduruluyor, bekleme salonlarimiz hic bos
kalmiyor cok sukur. Ilk gelisimde bu saatlerde bana sira gelmisken simdi daha ikinci bekleme salonuna bile gecemiyorum, kahpe felek.
Insan profili sadece
gurbetcilerden degil, ayni zamanda cesitli milletlerden ogrencilerden de
olusmakta, zaman romantik komedi tadinda gecseydi bu 2 ziyaretimde hayatimin
askini bulmustum coktan. Ortam cok musait ama iste bize dayatilmis holivud
filmlerindeki yakisikli, kasli, romantik hem de komik beyaz atli prensler denk
gelip bir sebepten buralara dusmus olsalar bile tanismak mevzu bahis olmuyor, olamiyor.
Not arasi not: Bu zorlu gunumde bana
eslik eden Buika ve Sebnem Ferah a sonsuz minnetlerimi sunmak istiyorum. Ulkemi
terk etmeden Ispanyol vatandasi Buika yi Istanbul da gormus, fakat topragim Sebnem i bir kez olsun gorememis olmamin uzuntusunu onu her dinleyisimde
hissediyorum. Kaderci olmasam da bazen kader kismet diyerek gecmek gerekiyor.
Fazla derin ve dogru dusunecek buna kafa yoracak luksumuz ve zamanimiz yok
cunku..
3.saatime girdim. Daha
dogrusu bitidim. 4.saate girmis oluyorum.
Durum: bir arpa boyu yol.
Durum: bir arpa boyu yol.
Bir sira bu kadar yavas
ilerleyemez. Ilerlememeli. Metrobuste olen amca gibiyim, nefes alamiyorum.
Saclarim dokuluyor. Stresten olmek boyle birsey mi acaba? Yarim saatte ancak 4
kisi ilerledik. Benim sirama 70 kisi var. Do the math artik:(
Unzile ile aglama
krizlerine girebilirim sevgili dostlar. Arkamda uzun sacli kim bilir nereli
cocuklar ve yaptigi hastalik muhabbetlerini dinlememek icin sesini actigim
muzigim bana Unzile yi layik gorduyse yapacak birsey yok. Zaten Steve Jobs da
olmus, eminim apple freak arkadaslarim yas tutmaktadirlar su an, ornegin Leonardo. Hatta Sima bile bu amcanin iphonecu oldugunu duysa bir adet gozyasi
suzulurdu yanaklarindan...
Saka maka, meger gecen seferki
ziyaretimi hafife almisim. Saat 12.50 ve 80.kisiden 139 a yeni geldi. 3 kisi
kaldi... Bu saatten sonra eve git, yemek yap, ye, dinlenemeden 3saatlik hicbirsey
anlamayadigin derse gir... C’est la vie dostlar...
Son durum: Upuzun bekleyisten ve cesitli sekillerde oyalanmalardan sonra 13.10’da ciktim yabancilar polisinden.
Bomba: Belgelerimi teslim etmek
icin girdigim ofisteki kadin bana “aa niye bu kadar bekledin ki, elindeki bu
kagitla direk girebilirdin” dedi.......................
2 comments:
Ahahahahaha!!! Harbiden bombaymış!!! :)))
=)))) Bir kitapta gözlerini kapatıp konsantre olarak, hafif meditasyon durumunda zamanı daha çabuk geçirebileceğini okumuştum!
Post a Comment