Su
hayatta en nefret etttigim seylerden biri sabahin korunde veya gunun herhangi
bir zaman diliminde daha fazla uyumayi planlarken, birileri veya birsey
tarafindan zamansizca ve gaddarca uyandirilmak.
Son birkac gundur sabah 9 sularinda ziril ziril calan telefonla
uyanmaktayim. Hadi telefonlar bana gelse, sevgilim falan arasa ya da anam
babam, beni merak etmis bir adet arkadas, “kanka naber yaa, uyan hadi” dese gam
yemicem. Allah’in Barcelona’sinda bir kul yok ki bana ulasmak icin ev
telefonunu arasin.
Kulaklarimin sirasiyla cekic, ors ve uzengi kemiklerinde yankilanan
o cirkin melodili telefon zili, dadli dadli uyumaya ve ruyalarimi gormeye devam
etmek isteyen bunyem, bu esnada ne yapacagina karar veremeyen beynim, hepsi
catisma halindeyken bir yandan “Allah rizasi icin acsin biri su telefonuuuuu”
diye dua eden ben, ruyamda telefona hayalgucum el verdigi olcude kufur
etmekteyim..
Uykuyla uyaniklik arasinda cesitli halet-i ruhiyeler
icinde bir o yana bir bu yana savrulan su garip ruhum, hic kimse tarafindan
acilmayan telefonun en sonunda susmasiyla huzura kavusacakti.
Ama yoo hayir.
Komplo teorisi kurdugundan emin oldugum fakat tanimadigim
bir numara cep telefonuma saldirdi bu kez.
Acimasizca acmadim.
No comments:
Post a Comment