Wednesday, December 7, 2011

a'dam 3 - adam sefa pezevengi


sonunda yagmur camur kar kis birazcik defolup gitti, gunes yeniden acti, evelki gunden yaptigimiz “walking tour” programini gerceklestirmek uzere Csten tur rehberligi yapan bir elemanla bulusmaya gittik. Adam cool, sirtinda gitariyla, avustralya aksaniyla bize butun sehri hikayeleriyle tarihiyle anlatarak gezdirdi. Yuruduk yuruduk, sonunda yine Singel 404 e oturduk yemek yedik, kalktik yurumeye devam ettik. Red light in icinden gecerken ona da lezbiyen-hayatkadini temali sorumdan bahsettim. “sormana gerek yok, ben sordum zaten” dedi. Iyi bok. Zaten aklima cok orijinal fikirler gelse, simdiye milyoner olmustum. Gitmis bir gun bir kiza gecerken, bir hayat kadinina “arkadasima en kadara olur?” diye sormus. Kadin da ayni fiyat demis. 15 dakkasi 50 euro. Yalniz soyle bir sorun var, erkegi 15 dakkada en azindan 1 kere bosaltmak mumkun normal kosullarda, ama kadina 15 dakka yetmez ki, biyolojik ve psikolojik farkliligin kadina bu kadar pahaliya malolmasi cok haksizca geldi bana. Haa 15 dakkada kadini tatmin edebilecek kadar iddialiysa, garantisini verebiliyorsa da helal olsun derim. Bilmiyorum artik.

Neyse benim bu ise biraz canim sikildi, yine camlardan gecerken kimseyi begenmedim (gunun ortasinda muhtemelen en guzel olanlar da guzellik uykularindadirlar). Derken bir baktim, benim dutch ex aramis. Aksam bulusalim ben gelicem seni gormeye hala A'dam da misin diye mesaj atmis. Bir sevindim bir sevindim, 2 sene olmus gorusmeyeli, haber vermistim daha oncesinden, sonunda bana ulasmis olmasi cok hosuma gitti. Gelmesini beklerken bolbol zamanimiz var, gidelim bira icilebilen coffeeshop a oturalim dedik. Normalde coffeeshop larda alkol tuketimi satimi falan yasak. Hatta tutun icmek de yasak. Biraz contradictory olsa da, adamlarin kurali bu. Aslinda gayet mantikli, ikisi birlikte etkilesime girdiginde daha agir ve sacma bir etki yaratabiliyor, malumunuz stupid tourist ler de arap yagi bulunca gotune surermis modunda, abartip kendilerine zarar veriyorlar. Yani liberal dusuncenin hakim oldugu sehirde bile otokontrole cok fazla guvenilmeyip belirli kurallar konmus. Gayet rsaygiyla karsiliyorum. Ammavelakin, bazi barlar var ki, aslinda coffeeshop degil, ama tutum vb tuketimi serbest. Iste oyle bir tanesine girdik. Bizim eleman isletmecisini taniyormus, 2senedir oraya takildigi icin olsa gerek, sarilistilar opustuler fln derken, elinde cukulatayla cikageldi. Bizimkiyle karistirip bir harmanlama ve degisik karizmatik bir sarma yonteminden sonra, agzimiz acip boyle baktik. Adam isi biliyormus meger. bir nefes cekti derin derin, arkasina yaslandi, koca bir duman bulutu cikti icinden akabinde, adam sefa pezevengi...

Neysecigime, ben bir ara hatirliyorum, yine yabancilasmisim butun ortama, gelen insanlarin muhabbetlerini dinliyorum, insanlara bakiyorum ama hicbirsey duymuyorum ingilizce konusmalarina ragmen anlayamiyorum, beynim cheddar peyniri olmus, o kadar malim ki agzimdan bir kelime cikamiyor, etrafima bakiyorum. Bir anlik ilahi gucle kalktik. Ilk bizim cocklarin goturdgu kafeye gidip kendimize applepie soyledik, arkadas geldi. Ben cok heycanliyim, istiyorum ki zaman gecsin, o gelsin. Saat geldi catti, 18.30 amsterdam centraal kapisinda heycanli bekleyis gozlerim on ariyor, derken beliriyor yakinlarimda, 3-5 kelime trkce hatirlamis, gelmis bana “naber” diyor, ben afal, beklemiyorum tabi bir anda, zaten elim ayagima dolaniyor, dile kolay 2 kusur sene olmus gormeyeli, garip hissediyorum. Otomatige baglamisim, “Iyidir senden naber?” bu sefer de o afal. Sarilisiyoruz, hosgeldin bes gittin, hemencecik isiniyoruz birbirimize. Uzun zaman olmus, arada bir gecmis var iyi kotu, mutluyum. Hepbirlikte gidecegimiz yere gidiyoruz, bir squat house ta aksam yemegi yiyecegiz. Yol boyu muhabbet ediyoruz, canim ya, gordugume o kadar sevindim ki, topu topu 3 saat falan birlikteydik, cok ozlemisim, doyamadim.
Neyse yemek yedigimiz yer cok gzel vegan yemekleri yapmislar, sistem belli, 5 euro ya 3 course yemek. Kendin aliyorsun bitirince de asagida bulasigini yikiyorsun, boyle guzel bir ortam aslinda. Sonra Leidseplein da bir bara gittik, o orada ayrildi bizden son trene yetisip 2.5 saat uzakliktaki evine gitmek icin, bir de ertesi sabah kiz arkadasi evine tasiniyormus. Gonul isterdi ki biraz daha muhabbet edelim, ama iste, cocuk hayatina devam ediyor manitasi var bir duzeni var, ustelik isler ciddiye binmis, birlikte yasamaya basliyorlar official olarak da. ne denebilir ki, gerci o da kalmak isterdi ama, mecburiyetler, sorumluluklar edilerbuduler... Bunca zamana ragmen hala arkadas olmak, guzel bir duygu. Dutch larla dolu barda biraz vakit gecirdikten sonra eve donduk zaten. Bir cuma gecesini de o sekilde kapadik.

No comments:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Netherlands'de gozume carpanlar