Su Hollanda’yi hep en guzel ve soguk tarihlerinde
yakaliyorum anasini satayim. Her yer tatil heyecani ile dolu, ogrenciler
ailelerinin yanina gidecek, hediyeler aliniyor, sokaklar noel baba resimleriyle
dolu. Ama
daha noele cok var. Nedir bu curcuma madem allasen? Iste cevap: Sinterklaas.
Efendim
Saint Nikolas, bildigimiz hani bizim Myrali yani Demreli Peder Nikolas, eskiden sehir
sehir gezermis, cocuklarin ayakkaplarinin icine minik seker cukulata puskevit biseyler
koyarmis, hediye misali, bunun bir de yardimcisi varmis, bacadan girdigi icin
yuzu gozu simsiyahmis. St Nikolas in olum gunu 6 aralik oldugu icin Hollandalilar
de fanatik olarak 5 ve 6 aralik gunlerini noel gibi kutluyorlar. Koylerde
sokaklarda Sinterklaas ve yardimcisi (adini unuttum) kapkara bir amca geziyorlar,
foto cekiniyorlar, cocuklara seker meker veriyorlar. Hollandalilar ozellikle bu
arap baciyi anlatip “aman, yanlis anlasilmasin, zenci degil o, bacadan girdigi
icin siyah” seklinde 30 kere acikliyorlar.
Sagolsun
Hollandali arkadasimiz bizi hometown indaki aile toplantisi ve sinterklaas kutlamasina
davet etti, birlikte Huizen sehrine yol aldik.
Ailesi cok tatli, 3 kardes, bir de annesinin kiz kardesi
ve cocuklari, ananeler dedeler cumburcemaat biz de aralarinda sinterklaas
kutladik. Aile gelenegi herkes cekilisten kim cikarsa o akrabaya degisik
orijinal paketinde hediye hazirlayip bir de komik sakaci bir siir yaziyor, saat
aksamustu 3te sirayla paketler aciliyor, oncesinde yazilan siirler okunuyor,
pek komik herkes guluyor falan. Aile kalabalik olunca bu merasim yaklasik
2-3 saat suruyor. Biz sikilmayalim diye evde bezelye puresi tipik dutch
corbamizi aperatifler esliginde ictikten sonra diger arkadasimizla hep birlikte
pisikletlere atlayip sehri turlamaya gittik, hediye merasiminin sonuna yetisme
sozu verdikten sonra tabii.
Hava
gunesli, ama cok soguk, bisikletler bi garip sistem calisiyor, fren yok, pedali
geri cevirince duruyo falan, neyse tingir mingir gezdik sehri, evler mustakil
tabii ki, bahce icinde, sirin seker luksumsu, insan ozeniyo. Sehir turu attiktan ve sehrin tarihi ve geleneklerini bir muzede kapsamlica
ogrendikten sonra, eve donduk. Tum aile salonda cember olusturmus oturuyor,
hediyeler bitmemis hala siirler okunuyor.
Meger bize de hediye alip siir yazmislar. Siiri unuttum
ama soyle birseydi hollandaca, “bu guzel gunde istanbuldan gelen
misafirlerimizi otuttuk, hosgelmisler, sefa getirmisler” vs
Hediyelerimiz tipik sinterklaas kurabiyeleri ve ici
acibadem ezmesi dolu borek. Yummy valla. 1 haftadir yiyoruz bitmedi:P
Bu esnada evin kadinlari surekli masalara sehpalara
aperatif yiyecek takviyesi yapiyor, hizmette sinir yok, tabaklar bosaldikca
yenileri geliyor. Minik kofteler, peynirli club sandvicler, ivir zivir
birseyler... Yaninda da sarap kola meyvesuyu vs icecek servisleri... Tika basa
yedik sagolsunlar. Pek de ilgilndiler bizle, heralde ilk kez evlerinde
sinterklaas bayraminda turk insanlar agirliyorlar...
Sonraki duragimiz diger arkadasimizin ailesinin evinde
aksam yemegi ve gece konaklamasi. Tur operatoru gibi oldu biraz. Ikinci ailemiz
daha cekirdek. Akraba yok, kutlama yok, anne baba cocuk ve biz 2 misafir
salonda sarap kadehleri esliginde sohbet ediyoruz. Babamiz biraz egosu yuksek
ve etken bir adam, aksam yemeginden sonra studyoya gidecekmis arkadasiyla muzik
kayitlari varmis, cok gururlu. Guzel birsey tabii ki. Yemekten sonra anneyle
birlikte sofra muhabbeti yaptik. Turk OSS universite sinavi ve egitim sistemi
uzerine uzun uzun aciklayip konustuk. Adamlar soka girdi. Ergen genclerin
cogunun neden asiri stres yuzunden genelde sagliksiz ve degisik hastaliklarla
buyudugunu cok guzel aciklamis olduk boylece... Misyon tamamlandi. Derken gece
caya bir hanim kizimiz geldi bizle tanismaya, mahalleden. O da 90 dogumlu cici
bir hatun sessiz sakin kendi halinde cok kibar.
Gece yatmadan evvel ogrendik ki hatunun 3yasinda cocugu
varmis!
Ertesi gunu rotterdam a dogru yola cikmadan bu citi piti
genc anne kizimiz ve arkadasimizla birlikte guzel ciks agaclar orman icinde hos
bir mekanda sicak sarap icip, appeltaart yani elmali turtadan yedik. O da cok
tipik bir tatli, zaten tipik cogu guzel yiyecek tatli burda. Borekleri bile acibadem
ezmeli.
Arkadasimiz bizi Rotterdam uzerindeki bir benzin
istasyonuna birakti. Cok maceraciyiz, beles yasamayi seviyoruz, zaten tren de
bok gibi pahali, 1saatlik yol 15euro aq, biz otostop cekcez. Zaten evden
buldugumuz kartona yazmisiz kocaman 1 km oteden gorulsun diye R’DAM, goren
durur alir bizi dedik.
Benzinlikte karakuru bi amca gordum bizimkiler icerde cis
mis yaparken, hemen yanasip sordum.
-Pardon,
rotterdama dogru gidiyor musunuz?
-evet
-aaa biz 2 kisiyiz sizle gelebilir miyiz?
-tabii
-cok tesekkurler. amaneey, cocuklar kosun araba buldum.
Anam bir de baktik, plaka ispanyol.
-Pardon ispanyol musunuz?
-Evet.
-Anaaam ben de barcelonadan geliyorum.
-Aa oyle mi ben de Tarragonaliyim.
Nasil mutluyum, adam allahin Huizen’inda Rotterdam a
gidiyor ve katalan. Daha iyisi samda kayisi.
Atladik arabaya, bir muhabbet bir muhabbet, nasil
ozlemisim ispanyolcayi, dokturuyom. Adam hollandada sirket kurmus, isleri
tikirinda, buyutmeye baslamis. Eskiden katalunya komunist partisindeymis, hatta
secilmis falan birseylere, artik neye tam bilmiyorum ama politikaciymis, sonra
bikrakmis sirket kurmus. Tabii durum ironik baya komunizmi savunup sirket
kurmasi fln, kendi de kabul ediyo. Neyse muhabbet ederken, Rotterdam’daki
arkadasinin gecikecegi tuttu, biz de adami nasilsa vakti var diye, arkadasin
ailesinin evine turk cayi icmeye davet ettik. Turkiye’yi gezmis esiyle, cok
sevmis flan, bizi de Rotterdam’a evin onune kadar getirdi hatta birer kahve
ismarladi, bir cayimizi icsin, arkadasin antisistema halasiyla muhabbet
etsinler falan diye goturduk eve. Cok keyifli sohbetti, keyifli yolculuk, adam
Katalan, daha ne olsun. Muhtemelen en guzel otostop yolculuklarimdan biri oldu
bu.
Hatta oyle bir mutlu olduk ki, sandik butun Hollanda’da
boyle zirt diye araba bulabiliriz, tum Hollanda’yi boyle gezebiliriz. Yanildik.
1 comment:
Yanildik.
Post a Comment